Şubat 7, 2025

Sağlık Haberleri ve Güncel Bilgiler – saglik-bilgisi.com

Güncel haberlerden dünya ekonomisine, spordan teknolojiye her konuda en doğru bilgi kaynağınız, saglik-bilgisi.com!

Yılmaz Özdil ameliyat sonrası kime teşekkür etti

Gazeteci Ertuğrul Özkök, geçtiğimiz günlerde kalp krizi geçirerek yoğun bakıma kaldırılan gazeteci Yılmaz Özdil'in o sürecine dair bilinmeyenleri yazdı. İşte Özkök'ün "Yılmaz Özdil’in ameliyat sonrası yayınında teşekkür ettiği üç insan" başlıklı yazısı...

“`html

Bugünkü yazımın başına şöyle bir cümleyle başlayabilirdim:
“Son 48 saatte memleketim ve dünyadan olaylara dair gözlemler”
Ancak dünyada ve Türkiye’de yaşanan olaylar o kadar dikkat çekici ki, bunları bir bir anlatmak istedim…
Ne yazık ki, adaletin ve politikaların içindeki çürümeler o kadar ileri gitti ki…
Artık söylenebilecek pek fazla şey kalmadı…
Başka bir yazı yazmak için hazırlık yapıyordum.
Bir nevi kolaj, bir araya getirilen yazılardan oluşan bir metin olacak gibiydi…
Fakat farklı bir bakış açısıyla, daha insana dair bir durumu ele almak istedim.

YILMAZ ÖZDİL’İN 5 DAMARININ KAPANDIĞINI NASIL ANLAYAMADI?

Özdil, geçtiğimiz gün Youtube kanalında dikkat çekici bir video paylaştı.
Türk halkının mutlaka izlemesi gereken bu yayın, herkese fayda sağlayacak nitelikte…
Geçen hafta Yılmaz Özdil, ciddi bir kalp krizi tehlikesi atlattı…
Yayınında, geçirdiği krizi ve öncesindeki durumu detaylı bir şekilde aktardı.
Beni hayrete düşüren ve aynı zamanda ders çıkarıcı bulduğum bir video oldu.
Eğer izleme fırsatınız yoksa, size kısaca özetleyeyim.

MİDE YANMASI BELİRTİSİ OLANLAR NEREYE GİTMELİ?

Her şey, midesinin yanmasıyla başlamış.
Ne kolunda ne göğsünde bir rahatsızlık hissediyormuş.
Yanma hissi iki gün boyunca devam etmiş.
Sonunda eşi Hülya ve kızı zorla onu doktora götürmüşler.
Fakat o önce kardiyoloji bölümüne değil, gastroenteroloji bölümüne gitmiş…
Orada, dövmeli ve kulağında küpesi olan genç bir doktor, kontrol sonrası sormuş:
“Ailenizde kalp hastalığı olan biri var mı?”

KAPALI 5 DAMARLA DOKTORA YALAN SÖYLEDİM

Yılmaz Özdil, “Hayır yok” yanıtını vermiş.
Fakat eşi bu duruma dayanamayarak müdahale etmiş; “Yılmaz, baban ve amcan sürekli kalp krizi geçiren insanlardı” demiş.
Genç doktor, hemen EKO testi yapmaya karar vermiş…
EKO sonuçlarına bakıldığında, hastanenin kardiyoloji uzmanını arayıp hemen yönlendirmiş.
Anjiyo yapıldığında sonuçlar?
Bir ana damar tamamen tıkanmış, diğer iki damar yüzde 98 oranında tıkanık, geri kalan iki damar ise ileri düzeyde tıkanmış durumda…
Özellikle, Yılmaz Özdil büyük bir olaydan dönmüş.

BU DURUMDA NEDEN DOKTORA GİTMEDİM?

Video boyunca herkesin “Lütfen benim gibi yapmayın, düzenli kontrole gidin” dediğini duyuyoruz.
Peki, kendisi neden doktora gitmemiş?
Düşünün: Ailesinde her iki taraftan da genç yaşta kalp krizleri görülmüş.
Siz 60 yaşınıza gelmişsiniz ve iki gün boyunca geçmeyen bir mide yanması yaşıyorsunuz…
Ayrıca gazetecilik yapan biri olarak, her gün stres altında çalışıp pek çok olaydan geçmişsiniz.
Ve buna rağmen doktora gitmiyorsunuz… Neden?

HER GÜN BOYOZ VE BİR KADEH RAKI İÇMEK İSTEYEN BİR İZMİRLİ

Dün kendisiyle konuştuğumda, morali oldukça iyiydi.
Görüşmemizde neden doktora gitmediğini bir kez daha sordum.
Kendisi bunun psikolojik bir durum olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:

BEN İZMİRLİYİM, GÜNDE BİR KADEH RAKI VE BOYOZ YEMEK İSTİYORUM

Özdil şöyle diyor:
“Çünkü eğer bir sorun bulurlarsa, alışkanlıklarımdan vazgeçmek zorunda kalacağım endişesiyle bunu sürekli erteledim…
Düşünsene, her gün rakımı tüketiyorum. İzmir ve Adana’ya sık sık gidip geliyorum. İzmir’de günde 6 boyoz yeme isteğim var. Bunlardan vazgeçmem gerektiği söylenirse, bundan çok korktum.”
Bunu çok iyi anlayabiliyorum…
Bir de saygınlığını kaybetme korkusu var.

STENT TAKILDIKTAN SONRA DOKTORUNA SORDUĞU İLK SORU

Ameliyatlardan sonra doktoruna sorduğu ilk şey:
“Akşamları rakı içmeye devam edebilecek miyim?” olmuş.
Doktoru da “Bir şartla, az miktarda ve kontrollü içmelisin” demiş.
Ben de her zaman doktorum Prof. Melih Us’a gittiğimde benzer şekilde soruyorum.
“Akşam üstü saat 18:00’de bir duble viski içebilir miyim?” sorusunu soruyorum.
Şükürler olsun ki, şimdiye kadar hep “Evet” yanıtını aldım.
Lütfen bu videoyu izleyin…
Kesinlikle okullarda ders olarak okutulabilecek bir içerik.

HASTANEYİ ZİYARETE GELEN BİRİ VARMIŞ

Yılmaz Özdil’in hikayesinden aktaracağım başka bir anekdot var ki, bu da hepimizi ilgilendiriyor…
Özdil, yayının sonunda kendisini arayan binlerce insana teşekkür etti.
Bunlardan bazıların isimlerini de verdi.
Ancak içlerinden biri beni oldukça şaşırttı.

İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN’UN HASTANEYE GÖNDERECEĞİ YARDIMCI

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, hastaneye bir yardımcı gönderdi ve geçmiş olsun dileklerini iletti…
Bu gönderilen mesaj beni çok etkiledi.
Gazetecilerin yandaş ve muhalif olarak sert bir biçimde ayrıldığı bir ortamda, Cumhurbaşkanlığı’nın, kesin karşıtlarıyla bilinen bir yazara gösterdiği bu ilgi oldukça hoşuma gitti.
Bu davranışı kutluyorum.

HASTANEDE YARDIMCIYI GÖNDEREREK NE GEREKİYOR DİYE SORDULAR

Fahrettin Altun’un bir yardımcısı, hastaneye giderek geçmiş olsun dileklerini sundu.
“Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa biz yardımcı olmaya hazırız” diyerek destek verdiler.
Ayrıca Acıbadem Hastanesi’nin doktorlarıyla da görüşerek bilgi aldılar.
Yanlarında aldıkları telefon numaranı ve kendi kartlarını bırakmış olmaları da ayrı bir güzellik.
Bu anlamlı hareket için hem Fahrettin Altun’a hem de ekibine teşekkür ediyorum.
Keşke bu anlayış ülkenin her alanında yaygınlaştırılabilse.

BİR YAZARIN HASTA YATAĞINDAN ESKİ PATRONUNA TEŞEKKÜRÜ

Yılmaz Özdil’in teşekkürlerden biri de Aydın Doğan’a yönelikti…
“Eski patronum” dediği kişi için de özel teşekkür etti.
Çünkü operasyon sırasında Aydın Bey, eşi Hülya’yı arayarak geçmiş olsun demiş ve yapılması gereken bir şey olduğunu iletmiş.
Bu durum Türk medyasında alışık olmadığımız bir örnek.
Birçok ünlü yazar, işten ayrıldıklarında eski patronlarına olumsuz yorum yapmaktan çekinir.

SEDAT PEKER’E GEÇMİŞ OLSUN DERSEN BUNU AÇIKLAR MISIN?

Bir başka kişi daha var ki, Özdil, Sedat Peker’e de teşekkür etti.
Bu durum bazıları için garip görünebilir…
Birçok kişi bu durumu gizler ama Yılmaz Özdil bunu açıklamaktan çekinmedi.
Benim için, Peker’in araması ve Özdil’in bu durumu açıklaması oldukça nazik bir davranış oldu.
Çünkü “İnsanlığın bazı yönleri” vardır ki, o karşıtlıkların ötesine geçilmesi gerekir.
Sağlık da bunlardan biridir.

DEMİREL’İN İNSANLIĞI UNUTULMAZ

Tarihimizin bu özel anlarını en iyi anlayan kişilerden biri de rahmetli Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’di…
Onun insanlık anlayışında öfke, kin, intikam gibi duygulara yer yoktu.
Bu tür anlarda ilk çağıran insan her zaman kendisi olurdu…
Hayatımda aldığım ilk bayram tebrik mesajı 1969 yılında, o zamanın Başbakanı Demirel’den gelmişti.
Bunu asla unutmam.

CENAZE ANLAYIŞINI HAFİFLETMEK GEREK

Gerçekten Cumhurbaşkanımız insanlığa dair bu duyguları ciddiye alırdı…
Senin cenazen, benim cenazem düşüncesini reddeden; hastalık, kaza, acı durumlarda iktidar ve muhalefet arasındaki tüm sınırları kaldıran bir anlayış getirilmelidir.
Bence herkesin bu tür bir yaklaşımı benimsemesi gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkürler ve geçmiş olsun Yılmaz!

“`

403 Forbidden

403

Forbidden

Access to this resource on the server is denied!