“`html

Küresel Sorunlarla Mücadele: Uzmanların Gelecek Öngörüleri

Dünya, giderek karmaşıklaşan uluslararası sorunlarla yüz yüze geliyor. Bu sorunlar, hem çevremizi hem de siyasi ve ekonomik yapılarımızı tehdit eden unsurlar olarak öne çıkıyor. Bilim insanları, stratejistler ve uzmanlar, bu tehditlerin gelecekte nasıl bir şekil alacağını öngörmeye çalışıyorlar.

Bu öngörüler, insanlığın karşı karşıya olduğu riskleri netleştirirken, pek çok belirsizlik de barındırıyor. Fakat tüm tahminlerde ortak bir tema var: Gelecek dünya, mevcut durumdan çok daha farklı bir evreye geçecek ve bu değişimlerden hepimiz etkileneceğiz!

Bu çerçevede, Atlantic Council’in ‘Küresel Öngörü’ anketi, uzmanların geleceğe dair görüşlerini ortaya koyan önemli bir çalışma ortaya koyuyor. Ankete katılan 357 uluslararası stratejist ve uzman, önümüzdeki on yılda karşılaşabileceğimiz küresel tehditleri değerlendirdi.

Bu öngörüler, dünyanın geleceğiyle ilgili karamsar bir tablo sunuyor ve insanlık için en büyük riskleri gözler önüne seriyor.

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NIN 2035 YILI ÖNGÖRÜLERİ

Uluslararası ilişkiler uzmanları, dünya çapında yaşanacak büyük bir çatışmanın kaçınılmaz olduğu yönünde ciddi kaygılar taşımaktadır. Yapılan anketler, özellikle ABD, Çin ve Rusya gibi süper güçlerin yer alacağı bir Üçüncü Dünya Savaşı’nın 2035 yılına kadar başlayacağına dair yaygın tahminlerde bulunuyor.

BU SAVAŞ, NÜKLEER TEKNOLOJİLER VE UZAYDA SAVAŞ MÜCADELELERİNİ KAPSAYACAK

Ankete katılan uzmanların %40.5’i, büyük güçlerin katılacağı bir dünya savaşının 2035 yılına kadar başlayacağına inanıyor. Çoğu, bu çatışmanın nükleer silahlar ve uzaydaki savaş gibi teknolojilerin de dahil olacağına öngörüyor.

Bu tahminlerin arkasındaki dikkat çekici örneklerden biri, 2019 yılında Donald Trump’ın ABD Uzay Kuvvetleri’ni kurmasıdır. Uzay Kuvvetleri’nin misyonu, uzayda ve uzaydan gerçekleştirilecek muharebelerde Amerika’nın ve müttefiklerinin güvenliğini sağlamak olarak belirlenmiştir.

AMERİKA’NIN DÜŞEN GÜCÜ

Anket, yeni küresel ittifakların oluşumunu da gündeme taşıyor. Yaklaşık %47.4’lük bir kesim, Çin’in Rusya, İran ve Kuzey Kore ile birlikte yeni bir ittifak kurma ihtimalini ön görüyor. Bu durum, dünya güçlerinin gelecekteki çatışmalarını daha karmaşık hale getirebilir.

Ayrıca, stratejistler, önümüzdeki on yıl içinde Ukrayna için durumun olumsuzlaşacağını ve Amerika’nın ekonomik ve diplomatik alanda zayıflayacağını belirtiyorlar. Ayrıca, dünya genelinde demokrasi anlayışının düşüşe geçeceği ve bu durumun ‘demokratik bunalım’a’ yol açacağı öngörülüyor.

KÜRESEL SALGIN RİSKİ HAKKINDA NE ÖNGÖRÜLÜYOR?

Orta Doğu’daki gelişmeler, küresel güvenlik açısından kritik bir önem taşıyor. İsrail ve Filistin arasındaki gerilimin, önümüzdeki on yıl boyunca büyük bir değişim göstermesi beklenmiyor.

Ancak uzmanların %56’sı, 2035 yılına kadar İsrail’in Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkilerini normalleştireceğine inandıklarını belirtiyor. Bu tür gelişmeler, Orta Doğu’daki güvenlik ve istikrarı yeniden şekillendirebilir.

Diğer yandan, %5.1’lik bir kesim artan mali yükümlülüklerin dünyayı sıkıntıya sokacağını düşünmekte. Ayrıca katılımcıların yalnızca %1.7’si, yeni bir salgının küresel düzeyde en büyük tehdit olacağına inanıyor.

TEK TEHDİT ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI VE EKONOMİK SORUNLAR DEĞİL!

2035 yılına gelindiğinde, stratejistlerin büyük bir kısmı, iklim değişikliğini dünya için başka bir büyük tehdit olarak nitelendiriyor. Atlantic Council’in bulgularına göre ankete katılanların %62’si, 2035’te dünyanın daha kötü bir durumda olacağı kanaatindeler.

Çeşitli güvenlik ve nükleer savaşa dair endişelere karşın, birçok uzman hâlâ iklim değişikliğini en acil sorun olarak kabul ediyor. Katılımcıların %29.9’u, önümüzdeki on yıl içinde iklim değişikliğinin en büyük tehdit olacağını düşünüyor; bu oran, olası bir küresel savaşın patlak verme ihtimalinden daha yüksek.

Son dönemde yapılan araştırmalar, global ısınmanın temel sebebinin insan faaliyetleri olduğunu gösteren güçlü bir konsensüs oluşturmaktadır. İklim savunucuları, artan doğal felaketlerin ve iklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıktığını savunuyor.

Anket katılımcıları, 2035 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadelede daha fazla küresel iş birliğinin olacağına inanıyor.

YAPAY ZEKA’NIN KÜRESEL ALANLARDAKİ ETKİLERİ

Teknolojik ilerlemelerin de gelecekteki dünya düzeni üzerinde önemli etkileri olacağı düşünülüyor. Özellikle yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin, iş gücünü önemli ölçüde etkileyebileceği öngörülüyor. Bununla birlikte, yapay zeka konusundaki genel görüş olumlu yöndedir.

Uzmanların %58’i, yapay zekanın küresel sorunlar üzerinde olumlu etkiler yaratacağına inanıyor. Bununla birlikte, yapay zekanın iş gücünü olumsuz etkileyeceği endişeleri de mevcut.

Tüm bu bulgular, dünya genelindeki uzmanların hem savaş hem de iklim değişikliği gibi küresel tehditler karşısında büyük endişeler taşıdığını ve gelecek hakkında yapılan tahminlerin oldukça karamsar bir seyir izlediğini göstermektedir.

Bu içerik, Daily Mail’in ‘What the world could look like in 2035 according to more than 350 experts’ başlıklı haberinden derlenmiştir.

“`